31 Aralık 2011 Cumartesi

Mutlu Seneler

Hepinize iyi, sağlıklı seneeler :)

Sevdiklerinizle, sizi gerçekten sevenlerle sağlık, mutluluk, bol para, gezi dolu sene, seneler sizi bekliyordur inşallah :)

30 Aralık 2011 Cuma

Fikire ihtiyacım var


Şöyle kısaca konumdan bahsedeyim .
Benim saçlarım iyice sertleşmeye hatta haddinden fazla da dökülmeye başladı ve bu durumdan hiç hoşnut değilim .

Saç bakımı adına özellikle yumuşaklaştırıp kolay açılmasını sağlacak cici önerilerinizi bekliyorum .

Dip ..
Saçlarım düz ve çok kalın telli olmasa da ince de değildir .

29 Aralık 2011 Perşembe

Filmkolik :Juliet'e Mektuplar (Letters to Juliet)

Geldik yine film köşemize .
Kış ayı, sıcacık içeçeceğe eşlik edecek güzel bir film hayatı daha çekilir kılıyor .
Geçenlerde izlediğim bu filmi de izleyecekleriniz arasına alın .

Türü :Dram, romantik, komedi .
Yönetmen :Gary Winick

Amanda Seyfried :Sophie
Gael Bernal :Victor
Christoper Egan :Charlie
Vanessa Redgrave :Clarie
Franco Nero :Lorenzo Bartollini

Oyuncular ana hatlarıyla bunlar .



Konuyu şöyle özetleyecek olursam Amerikalı bir kız olan Sophie tatil için İtalya'ya gidiyor ve İtalya'da garip bir durumla karşılaşıyor .Bir duvara kalbi kırık, incinmiş, yıpranmış, sorunları olan kadınlar notlar, mektuplar yazıp, yapıştırıyorlar ve cevap alıyorlar !Tabiki mektuplar Juliet'e .Kendilerine ''Juliet'' ismini vermiş bir grup kadın, duvara yazıp cevap bekleyen tüm kadınların sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyorlar .Bu olayı merak eden Sophie onlara katılıyor ve uzun yıllar önce yazılmış bir mektup bulduğu andan itibaren hayatı değişiyor, hem de tamamen .Nasılını gelin de siz izleyip karar verin ..


Kişisel Notum ..

Film o kadar aşk kokuyor ki siz bile şaşıracaksınız .Tam tabiri yerindeyse ''kız filmi'' .Her karesi, her anı aşk ve bence Sophie karakterini oynayan oyuncu o kadar iyi seçilmiş ki çünkü Amanda'nın suratı o kadar romantik, o kadar berrak bir güzellik .
Öyle anlar geliyor ki gözleriniz doluyor ve gülümsüyorsunuz eminim hepiniz ''aşk var ve bu filmde gösterilen kesinlikle gerçek bir aşk'' diyeceksiniz .
Sonu istediğim gibi bitmeyecek diye öldüm öldüm dirildim hatta sonlara doğru, ''hayır hayır böyle bitmeez'' diye bağırınıp duruyordum kendi kendime .
Yine de istediğim gibi bitti denilemez de en çok istediğimi gerçekleştirmiş oldukları için senaristlere minnettarım .

Aşk filmi mi istiyorsunuz ?Gözyaşlarınız akarken yinede gülümsemek mi istiyorsunuz ?Sıkılmadan zaman geçirmek mi istiyorsunuz ?Eğlenmek mi istiyorsunuz ?

Bu filme zaman ayırın :)


Buyurun ufak bir bilgi için bu daha yararlı olacaktır :)

Hediyeler

Yağmurun Modası: 300. İzleyici Hediye Çekilişimm :) başlığı altında çok güzel hediyeler bulabilirsiniz .

DipNot: Bu gece 24.00 da son :)

Minyatür bir oda isterseniz de Buraya

26 Aralık 2011 Pazartesi

Dizi Günlüğü: The Vampire Diaries

Hep film hep film .
Birazda dizilerden bahsetsem dedim .
Pek bilinmedik bir dizi değil aslında The Vampire Diaries .
Benim gibi Twilight sever olarak diğer vampirli şeylere sırtınızı döndüyseniz başlamak istememiş olabilirsiniz .
Haklıydım da aslında o kadar popüler oldu ki vampirli kitaplar .Bir çoğuda o kadar kötü yazılma o kadar uydurma kitaplar ki nasıl basıldığına bile akıl sır erdiremiyorum .
Tabi dizi diye bahsettiğim L.J Smith'in Vampir Günlükleri adlı kitabından uyarlama zaten .


Böyle kadroyu azıcıkta olsa özetlemiş olabilirim .
Sağ baştan;
Nina Dobrev -Elena Gilbert karakteri (Asıl kız)
Paul Wesley -Stefan Salvatore (Asıl çocuk)
Steven McQueen -Jeremy Gilbert
Kat Graham -Bonnie Bennett
Ian Somerhalder -Damon Salvatore (Diğer asıl çocuk)
Candice Accola -Caroline Forbes

Bir lise öğrencisiyle iki vampir kardeşin arasındaki aşk hikayesi diye kısaca özetlenebilir dizinin ana konusu .Daha fazla bilgi verirsem hepsini anlatmak zorunda kalabilirim çünkü .Bazı diziler gibi bağımsız bölümlerin aksine birbirine bağlı bölümlerden oluşuyor .

Bir yanda iyilik sever, kendini dizginlemiş, yakışıklı Stefan .
Diğer yanda seksi, cazip, kendine çeken, kardeşinden intikam almaya yemin etmiş Damon .
Geçmişte yaptığı hatanın bedelini ödetmek için tüm duygularını kapatmış intikam dolu bir kardeşten daha fazla kötü ne olabilir ?Hele de bu kardeş vampirse .
Bir kez daha Elena aşkıyla karşı karşıya gelecek olan bu iki kardeşin çekişmesi, Elena'nın gerçekte kim olduğunu öğrenme çabaları vs vs ..

Dram, Fantastik, romantik türde bir dizi .

Sizi şaşırtıcak, eğlenicek, 40 küsür dakikanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınıza eminim .
Aslında erkek arkadaşım sayesinde izlemeye başladığım bu dizi bağımlılık yarattı bünyemde ve kitabına da başlamaya karar verdim .

DipNOT: 3. sezon 9. bölüme kadar geldi şimdilik tatilde 6 ocakta yeni bölümü çıkacak .


DipNOT: Damon Salvotere 4ever !!


Spoiler ....
Damon'ın, Elena'ya olan aşkı çok güzel değil mi ?Gece yatarken görünmeden saçlarını okşaması, ona her şeyi itiraf edip, hafızasını silecek kadar değer vermesi .En güzeli de aşkını kendine itiraf etsede yaramaz tavrından, umursamazlığından gram ödün vermemesi
diziyi çekilir hale getiriyor .

22 Aralık 2011 Perşembe

Blog Hediyeleri

Yılbaşı diye blog sahipleri hediyelerden hediyelere koşturuyorlar bizi

İşte onlardan bazıları

Parfümünüz olsun istiyorsanız tık tık

Bath & Body Works'ten "Dark Kiss Noir Desir" koleksiyonu istiyorsanız Dık dık

Bu bol bol hediyeler için Makeupparfume

18 Aralık 2011 Pazar

En Cici'm

Bu aralar vücuduma özellikle ilgi göstermeye başladım kış geldi ve çatlayan dudak, el, katılaşmış, pütür pütür bir ten hiç hoşuma gitmiyor .
Bir de ayaklar var tabi .
Bence bir kadın için en önemli yerlerin başında geliyor ayakları .
Yumuşacık, topukları sertleşmemiş bir ayak hepimizin tercihi olsa gerek .
Bende bu aralar bununla uğraşıyorum .
Bunu bilen annem ben eve geldiğimde bana bu cici kremi aldığını gördüm



Watsons cicimi görünce havalara uçtum tabi .
Nane kokulu olduğunu gördüğümde biraz geri çekildim .Çünkü ayak olunca mesele çok fazla kokulu şeyleri sevmiyorum hele de meyve kokulu falan asla kullanmıyorum .
Açtığımda yoğun bir koku gelmiyor ve papatya özleriyle nane kokusu hafifletilmiş .
O kadar da fena değil yani .
Demin deneme fırsatım oldu ve bir kelimeyle anlatıcaksam o da; MÜKEMMEL !!
Ne öyle ağır bir koku var ne de yapış yapış bir kremsi yapı hatta biraz katı bile diyebilirim .
Yıkadıktan sonra uyguladığınız masajla ayağınızdaki ferahlama hissi ve o fresh kokusu sizi kendine çekecek en az dört kere dokundum ayağıma hatta .
Anında yumuşacık yapması da artı cabası .

Fiyatını bilmiyorum da çok pahalı değil bunu garanti ediyorum .Bundan sonra devamlı kullanacağım ürünlerin arasına eklenmiş bulunmakta .

Şahane Hatalar

Yağmur, soğuk, buz gibi havalar ayları geldiğine göre en keyifli kahve-kitap ikilemesini battaniye altındayken gerçekleştirme günleri de kesinlikle geldi demektir .
Sizi bilmiyorum ama sallanan koltuk- battaniye- kahve- kitap dörtlemesi bana dünyanın en muhteşem kelimeleriymiş gibi büyüleyiveriyor .
Bu aralar gerilim, aksiyon, polisiye roman kaldıracak havamda değilim biraz eğlenip kendimi o romanın içinde hissedeceğim bir kitaba ihtiyacım vardı .

Tam bu anlarda karşıma çıkan
Yazar :Heather McElmatton

Başlayayım bahsetmeye;

Kahramanı siz olan bir kitap okumaya ne dersiniz ??
Tabiki evet değil mi ?
O zaman bu kitabı elinize almanız gerekecek .
Çünkü bu kitabın kahramanı sizsiniz !!
Hani bazen eskiden dergilerde küçük testler olurdu verdiğiniz cevaplara göre soruları atlayıp farklı farklı sorulara giderdiniz ve bir cevaba ulaşırdınız .
Burda da bunun kitaba dönüşmüş hali var .
İlk duyduğumda o kadar cezbetti ki bu durum almadan edemedim .

Kahramanımıza yani size anneannenizin ölümünden kalan miras parasıyla yeni liseyi bitirdiğiniz için üniversiteye mi gitmeniz gerektiği yoksa o parayla dünya turuna çıkmanız mı gerektiği sorusuna cevap vererek kitaba başlıyorsunuz .E maceranız da başlıyor :)
Sahi sadece bir tanesine yetebilecek kadar paranız var .Üniversite mi ?Yoksa dünya turu mu ?
Haydi, hikayenizi yaşamaya başlayın .

Benden not :Geriye dönmemeye çalışın, verdiğiniz kararın arkasında olun tıpkı gerçek hayat gibi yalnız bitirdikten sonra geri dönüp diğer şansları değerlendirmek isteyeceğinize ben garanti edebilirim .

Eğlencenin tadını çıkarın :)

Bir Çekilişte Bendenn !!

Uzun zamandır çekilişle ilgili bir sürü blog yazısı okudum en azından şans adına bir tanesine de katıldım .Bakalım hayırlısı .

Bir tanede kendim düzenliyim istedim hem geri dönmemin adına olsun hemde 96 kişi benim hiç kullanmadığım ürünlerden faydalansın istedim bende köşede eriyip gideceğine .

Aslında her telden bir blog yazarı olunca hediyelerimde her telden oldu :)
Buna olan ilgi ve istekler doğrultusunda arada sırada böyle küçük süprizler yapmaya devam edebilirim :)

Gelelim hediyelerimizee
Toplama vurursak ortaya bu görüntü çıkıyor :)

Tabiki benim gibi kitapsever biri kitap hediyesi de koymasaydı, olmazdı .

Mario Levi -Bir Şehre Gidememek
Pegasus Sırrı -Gregg Loomis
Şehirden Bir Çocuk Sevdin Yine -Cezmi Ersöz (Şiir)
Beni Asıl Hayat Aldattı -Cezmi Ersöz

(Ben seveceğinize inanıyorum :) )

Claire's -Secret Garden Body Sprey
Dove -Yoğun Gece Saç Bakım Kremi
Watsons -Çilek ve kivili duş jeli

Hiçbirini kullanmadığımı belirtmiştim .
Özellikle çatlama özelliği bulunan ojeleri gerçekten sevemedim
Biri Golden Rose (beyaz renkli) diğeri flormar (hardal sarısı) iki çatlama oje .
Claire's den biri mat mavi ve açık yeşil iki oje .
Golden Rose Turuncu ve sarı iki oje .
Pastel ve 3 adette Flormar olmak üzere toplamda 10 oje .

Hobby -Hindistan Cevizi özlü yoğun el bakım kremi (ağır değil çok fazla kokulu olan şeyleri sevmiyorum hafif bir havası var .
Dax -El, tırnak, deri yoğun bakımı (tırnak diplerinize sürüp masaj yaparsanız oje öncesi kesinlikle ferahlatıyor uzun süredir kendim için kullanırım) Yalnız az kullanılması gerek fazla yağlı cıvık cıvık yapabiliyor .
Gratis'e özel makyaj aplikatörü -Dudak ve göz makyajınız için dağıtıcı özelliği var benim gibi en az yer kaplayan bi şeyler istiyorsanız bunlar ideal .

Bir de o kadar kitap hediyesi varken ayracı olmazsa olmazdı :)


Gelelim şartlaraa

En zorunlu özellik blogumun izleyicisi olmanız ve blogunuzda duyurmanız .

Onun dışında Twitter'da paylaşırsanız +1 katılım hakkı
Facebook'ta duyurursanız +1 hakkı elde ediyorsunuz .

Tabi bunları görebilmem için linkleri de yoruma eklerseniz sevinirim :)
Kazanırsanız iletişime geçmek için mail adreslerinizi ve isminizi eklerseniz her şey daha kolay ilerler :)


Çekiliş 16 Ocak günü biticek olup akşamına yine burda duyuracağım :)

DipNot: Kargo ücreti de bana ait :)

DİPNOT2 :Güzel bir kutu içerisinde göndereceğim bu ürünlere ek olarak süpriz bir kaç hediye daha olacak içinde (süprizler güzeldir)

Keyifli Günlerrr :)

16 Aralık 2011 Cuma

Çekiliiiş çekilişş


Bu sefer bambaşka bir şey için buradayım sevgili Welcome to my purple world blogunun sahibi çekiliş düzenliyormuş .Bence bir bakmalısınız .Hem güzel postlar bulacaksınız hem de arada sırada böyle güzel süprizler de sizi bekliyor .

Benden söylemesii :)

14 Aralık 2011 Çarşamba

Saatler

Saat sevmeyeniniz yoktur herhalde .Özellikle oda dekore edecekseniz bir saat bütün havayı değiştirebiliyor gerçekten .Bende bu ara odamda küçük değişiklikler yapmaya karar verdim en güzeli de saatler ve biblolar, küçük aksesuarlar .Biraz saat modellerine bakıyordum da hoşuma gidenleri sizinle de paylaşayım dedim .

 



















9 Aralık 2011 Cuma

Küçük gerçekler .

Ağlıyordu kadın ..
Nicedir ağlamadığı kadar çok .

Son zamanlarda hep ağlardı da bu farklıydı ..

İçini parçalayacak güçte kasılan kaslarını, gözyaşlarının kapattığı gözlerini, yanında dökülen kahvesinin en sevdiği tişörtünü kirlettiğini umursamadan ağlıyordu .

Aklındaki düşünceler birer birer kayboldu .
Adamın ona söylediği her kelime, ona kendini ''iğrenç'' bir insan gibi hissettiren cümleler, ettiği küfürler ..Hepsi birer birer silinmeye başladı .İstediğiyde buydu aslında; acıdan hissizleşinceye kadar, kendine en fazla hasarı verene kadar ağlamak .Hem peşini bırakmayan panik atağı yüzünden ağlamayı istese de kesemezdi, beceremiyordu .

Biraz güzel şeyler düşünmeye çalıştı, adamı güldürdüğü günleri, ''seni seviyorum'' diyişlerini, güzel, kendine has olan yüzünü ..Ahh bu acı vermişti, düşünmeyi kesti
Biraz daha ağladıktan sonra gözyaşlarını silip, ilaçlarına uzandı .Aklını bulandırmasa bile sakinleşmeye ihtiyacı vardı .Tüm ihtiyacı biraz uyumaktı ama söz vermişti onu ağlatan, aşık olduğu adama ''beynimi bulandıracak ilaçlar yok'' demişti .Oysa ne kadar ihtiyacı vardı onlara .Baş edemediği sorunlarını unutup, uyumaya ..
Sessizce en sevdiği tişörtü yerden kaldırıp, kirli sepetine doğru ilerlerken annesini gördü .Ağladığını belli etmeden başını yere eğip, en sevdiği şarkıyı mırıldandı seslice .Bu onun mutlu olduğunu göstermesinin en kolay yoluydu .
Kadının annesi her şeyden habersiz kızının mutlu olduğunu düşünerek yerine çoktan dönmüştü bile .Kadın da odasına dönüp, yaşadıklarına katlanmaya çalışıyordu .

Sahiden ne güzel rol yapabildiğini düşündü .Arkadaşları ve ailesi onun gerçekten mutlu olduğunu düşünüp, onu rahat bırakacak kadar inanmışlardı, oysa kadın sadece rolünü iyi ezberlemiş, usta bir tiyatrocudan farksız oyununu oynuyordu .
Düşündü kadın ..Kendine bile yapmıyor muydu ki bunu ? ''Ben iyiyim, hayat güzel ve o yanımda'' diyerek kandırmamış mıydı kendini ?Sorunlarını, görmezden geldiklerini erteleyerek bu güne gelmemiş miydi ?
Aşık olduğu adama büyük bir hata yaptığının farkındaydı da geri döndüğünde onu affeden adamın, eskisi olmadığını anlamak uzun sürmedi kadın için .Adam da demişti zaten kadına güvenmeyeceğini, zamana ihtiyacı olduğunu ..
Koşulsuz kabul etti kadın, üzgündü acı çekiyordu en çokta onu üzdüğünü bilmek acı çektiriyordu kendi acılarını görmezden gelip adama vermek istedi kendini .
Zaman geçtikçe en çok yumuşak, sevgi dolu kalbini sevdiği adamın taşlaştığını, kadını incitmekten çekinmeyip göz göre göre buna devam ettiğini anladı .Konuşmaya çalıştığında suçlandığını gördü .Sustu kadın, ''geçicek'' dedi, ''beni hâlâ seviyor sadece kırgın, incinmiş'' ..
Zaman geçti, adam daha fazla sertleşmeye, kadını içten içe yakmaya devam etti .Kadının tek fark ettiği bir hiçe doğru sürüklendiğiydi ama olsun deniyecekti, aşık olduğu adamı geri kazanmayı .
Geri kazanamadığı gibi onu daha çok kaybetti, kendi ruhunu yıprattığını gözardı ederek kalbini tekrar geri kazanmaya çalıştığı adam, onun ruhunu öldürmüştü .
Bazen neye ağladığını bile bilmiyordu kadın .Yalnız bir insan, bir dizi, bir köpek yavrusu, ona iyi davranan biri bile dolduruyordu gözlerini .
Kimseye gözyaşlarını göstermedi kadın, yalnız ağladı hep gerçekten güvenmiş ve aşkı için sevdiği adam karşısında ağladını saymazsa tabi .
Sahi gözyaşlarını görmüştü, ''ne hissetti acaba ?'' diye geçirdi içinden .''Acı, sevdiği kadının ağladığı için üzüntü veya intikam hissiyle mutlu olan bir yüz .''
Sevdiği adamın gözyaşlarına dayanamadığını biliyordu, o kadar taşlaşmamış olması onu ağlatmaması anlamına gelmiyordu .İyi değildi kadın, ağlıyordu, her gece ağlıyordu .Çaresinin de ağlama sebebinin de aynı şey olduğunu bilip içinde bulunduğu çıkmaza ağlıyordu kadın .En çokta adamın koklayamadığı teninin kokusunu düşünüp ağlıyordu .
Durdu, ''acaba nasıl kokuyordur ?'' diye düşünmekten alamadı kendini .Yeni doğmuş bir bebeğinki gibi huzur verici, sanki yıllar sonra eski evine dönmüş bir insanın o evden aldığı tanıdık, güven verici bir koku olduğuna emindi de kestiremiyordu .
Aslında en çok üzüldüğüne adamın inanmamasına üzülüyordu kadın .Tüm çevresi kadının eriyip, daha sessiz biri olup çıktığı konusunda hemfikirdi üstelik gittiği psikyatrlar çabasıydı .Kaç psikyatr gezmişti, sayısını hatırlamıyordu .
Tekrar ağladığını farketti .Bunları yazarken de ağlıyordu kadın ..Sessizce yerinden kalkıp adam için belki bir gün ona söylemeyi hayal ettiği şarkının sözlerini mırıldandı .. '' ..I'm everything i am because you loved me ..''

Sustu kadın, bir gün ona gerçekten kavuşma hayaliyle sustu ..